25 Haziran 2010 Cuma

Doğru bildiklerimiz sadece kendimiz için...veya bırakın hayatı kendi kendime öğreneyim...




Hepimiz farklı yaşam tecrübeleri ve algısıyla bugünlere geldik... hayallerimiz, hedeflerimiz, seçimlerimiz hep bunlara göre şekillendi durdu.Bazen şöyle oturup mantıklı düşünmeye kalktığımızda hiç sırası olmadığını bildiğimiz şeyleri yapmaktan kendimizi alıkoyamadık kimi zaman...- ki bence en doğru zaman; karar verilen o andır- Sonuçları bazı bakımlardan ağır da olsa hep birşeyleri öğrenerek ilerledik...ve hep yeni doğrulara ulaştık kendimiz için...çevremizdekilerle kimi zaman harika bir uyum sağlarken kimi zamansa; fersah fersah uzaklaştık...ama hepimiz haklıydık.nasıl olduğumuzla ilgili çok geçerli sebeplerimiz vardı çünkü...

Şimdi bu noktada iki konuda kendimizi çok fazla kastırmamamız gerektiğini düşünüyorum;

1.Akıl verme
2.Bizden farklı diye başkalarını karşımızda görme

çok iyi niyetli bir çaba da olsa verdiğimiz akıl; inanın sadece bizi rahatlatan, karşımızdakine hiç bir faydası olmayan, hatta onu hiçe saydığımızı bile düşünmesine yol açabilecek, sevimsiz ve kuruntulu bir eylem olmaktan öteye gidemeyecek.

en güzeli onun kendi yolunu yürümesine izin vermek ve onu desteklemek...kendi gerçeğinin bilgisine kendisi sahip olmalı, bizim gerçeklerimizle ilerleyemeyeceğini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.

Şu iki günlük dünyada; hepimiz bir hevesle yaşamaya gayret ediyoruz ve çoğumuz da iyi niyetliyiz...farklı olabiliriz ancak aynı gemide olduğumuzu, aslında birbirimizi bir çok bakımdan da çok güzel tamamlayabileceğimizi, karşılıklı birbirimizi dinleyip, herkesi olduğu gibi kabul etmeyi unutmazsak... sanki hayatımız daha hafifleyecek, keyiflenecek, insan olmanın keyfini daha çok sürme fırsatı tanıyacak bizlere...

1 yorum: